Dış Ticaret
Türkiye'nin ihracatında 1980'li yıllarda önemli bir yapı değişikliği ortaya çıkmıştır. Tarım ürünleri ihracatının toplam ihracat içindeki payı, 1970'de %75 ve 1980'de %57 gibi çok yüksek düzeylerde iken, 1998 yılında %18.7 olmuştur. Sanayi ürünleri ihracatının payı ise 1970'deki %18 ve 1980'deki %36 düzeylerinden hızlı bir şekilde artarak 1998 yılında %77.4'e yükselmiştir. Ayrıca 1980 sonrası dönemde imalat sanayii ihracatının ürün birleşiminde de tarıma dayalı olmayan sanayiler lehine bir değişim ortaya çıkmıştır. Bu gelişme Türkiye'nin ekonomik yapısında gerçekleşmekte olan "sanayileşme yönünde yapısal değişim" olgusuyla da uyumlu bulunmaktadır.
Türkiye'de ithalatın yapısına bakıldığında ekonomik kalkınma ve sanayileşme çabalarının doğal bir sonucu olarak 1990'lı yıllarda yatırım ve hammadde ithalatı payının yıllık ortalama %85'in üzerinde olduğu görülmektedir.
Son yıllarda izlenen liberal politikaların sonucunda, Türkiye'nin ithalatında tüketim mallarının payı da hızla artmaya başlamıştır. 1980'li yılların başlarındaki %2 gibi çok küçük bir düzeyden, 1985 yılından itibaren %8-9 seviyelerine ve 1990'lı yıllarda da ortalama %12'nin üzerine çıkmıştır.
Türkiye bazı mallar itibariyle dünya ticaretinde ön sıralardadır. Hazır giyim, tütün, bazı metaller, meyve ve kabuklu yemişler gibi ürünlerde dünya ihracatındaki payı %5-10 arasında değişmektedir.
Türkiye geleneksel olarak OECD ülkeleriyle daha fazla ticaret yapmaktadır. OECD ülkeleri 1998 yılında Türkiye'nin ihracat ve ithalatında sırasıyla %62.9 ve %72.9 oranlarında pay almışlardır. OECD içinde Avrupa Birliği (AB) ülkeleri önemli bir yer tutmaktadır. 1997 yılında %46.6 olarak gerçekleşen AB ülkelerinin toplam ihracat içindeki payı, 1998 yılında %50'ye yükselmiş ve 13.5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirilmiştir. Aynı yıl AB ülkelerinden yapılan ithalat ise ülkenin toplam ithalatının %52.4'ünü oluşturmuştur. Görüldüğü gibi OECD ve AB ülkeleri Türkiye'nin dış ticaretinde önemli ve kalıcı bir yere sahiptir.