ANLI ŞANLI TÜRK DESTANLARI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ANLI ŞANLI TÜRK DESTANLARI

Moderatör Alımı Yapılacaktır, Sitemiz Her gün Güncellenmektedir, Üye Olarak Sizde Destek Verebilir ve Hoşça Vakit Geçirebilirsiniz.
 
AnasayfaGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 CEMAL GÜRSEL

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Türk
Admin
Türk


Mesaj Sayısı : 457
Kayıt tarihi : 28/09/08

CEMAL GÜRSEL Empty
MesajKonu: CEMAL GÜRSEL   CEMAL GÜRSEL Icon_minitimeSalı Eyl. 30, 2008 10:14 am

CEMAL GÜRSEL



27 Mayıs Devrimi'nin lideri, değerli asker ve Türkiye Cumhuriyeti'nin dördüncü Cumhurbaşkanı.

Asker bir babanın oğlu olarak 1895 yılında Erzurum'da doğdu. Kuleli Askerî Lisesi�nin son sınıfındayken Çanakkale Savaşları'na gönderildi. İstiklâl Savaşına katıldı. Ordunun çeşitli kademelerinde görev aldı. 1959'da Kara Kuvvetleri Kumandanlığı'na getirildi. 27 Mayıs 1960 devrimiyle cumhurbaşkanı oldu. Uzun bir hastalık devresini takiben 1966 yılında Ankara'da vefat etti.

Ömrü savaş alanlarında geçen bir babanın çocuğu idi. Onun da baba mesleğini seçmesinden daha tabii ne olabilirdi ki? İlk tahsilini yaptıktan sonra Erzincan Askerî Rüştiyesi'ne yazıldı. Çocukluğunda alabildiğine yaramazdı, fakat mektep hayatında öylesine bir durulmuştu ki, bu haliyle bütün arkadaşları kendisini olgun çağda bir adam gözüyle görmeye başladılar. Ve bunun tesiri iledir ki kendisine �Aga� ismini verdiler. Ve yarım yüzyıl bu isimle anıldı...

Kuleli Askerî Lisesi'ne geldiği gün arkadaşları adını sorduklarında, o saf ve tertemiz haliyle �Erzincan'da bana Aga derlerdi� cevabını vermişti. Yadırgamıştı bunu o koca sınıf. Hatta bir hayli iddialı bir isim de bulmuşlardı.

Aradan bir ay geçmemişti ki, bütün arkadaşlarının adına onun yanına yaklaşan temsilci:

� Burada da sana Aga diyelim, dedi.

Alçak gönüllüğü, mert karakteri, efendi hali ile bütün sınıfı Aga'lığına inandırmıştı... Kuleli Askeri Lisesi'ni bitirdiği sene Büyük Harp patladı. Harbiye'ye gönderilmesini bekleyen bütün sınıf ile birlikte o da cepheye gönderildi.

Cebel-i Lübnan'da sekiz ay kaldı. Oradan Gazze Savaşları'na gitti. Batarya kumandanı olarak, son yıkılışa kadar burada vazife yaptı. Tropikal malaryadan bitkin bir halde iken yıkılış sırasında esir düştü. Kaderinde esaret hayatı çekmek de varmış ki, iki sene on gün Mısır'da esarette kaldı.

Yurda dönüşünde Anadolu teşkilatlanmaya başIamıştı. O da koştu Anadolu'ya. Yeni kurulan ordunun birinci tümenine bir batarya kumandanı olarak verildi. Bu bataryasıyla Birinci İnönü, İkinci İnönü ve Sakarya Savaşları'na katıldı.

Büyük zaferden sonra Harbiye'ye gidebildi ancak. Harbiye�de bir yıl okudu, resmen yıldızını omuzuna taktı ve oradan da doğruca Harp Akademisi'ne yazıldı.

Filistin cephesinde savaşırken tanıdığı Yüzbaşı Nizamettin Bey'in kızkardeşi Melahat Hanım'a talip oldu. Müstakbel kayınpederi, Hamidiye Zırhlısını'nın eski çarkçıbaşısı idi. 27 Ocak 1927 günü evlendiler Melahat Hanım'la. Ve Kasımpaşa'daki eve içgüveyi girdi genç subay...

Sonra yıllar ve yıllarla birlikte rütbeler de birbirini kovalamaya başladı. Kahraman ordunun çeşitli kademelerinde çeşitli görevler aldı. Her gittiği yerde kendisine �Aga� deniliyor da, başka bir şey denilmiyordu. Orduda, askerin içinde o derece seviliyor ve sayılıyordu.

Soyadı Kanunu çıktığı zaman bütün arkadaşları �Aga soyadını al� diye ısrar ettiler. Fakat o,

� Beni herkes Aga olarak tanır zaten, soyadım ayrı olsun bari, dedi ve �Gürsel� soyadını aldı. Fakat bu soyadı sadece resmî evrakta ve resmî ağızlarda kullanıldı.

Ordunun candan sevdiği, içten saydığı �Aga Cemal�ı �Orgeneral Gürsel� olarak 1959 yılında Kara Kuvvetleri Kumandanlığı'na atandı. Bu tayin bütün orduda sevinç uyandırmıştı. Fakat bu sevinç çok sürmeyecekti. 11 Nisan 1960 günü Kara Kuvvetleri Kumandanı olarak katıldığı Başbakanlıktaki bir toplantı, dönüm noktası oluverdi. Ordunun hükümeti desteklemesi isteniyordu bu toplantıda. Politikayı sevmeyen mert asker, �Ordu milletin emrindedir, politikacıların değil!� diye gürledi.

Politikacılara boyun eğmeyen tutumundan dolayı zaten �hoşlanılmayan adam�dı ve bu son sözü, bardağı taşıran son damla oldu. Bütün şimşekler üzerinde toplanıverdi. Ve sonunda normal süresinden üç ay önce emekliye sevkettiler ordunun �Aga Cemal�ini...

Kara Kuvvetleri Kumandanı olarak bütün ordu birliklerine bir veda mesajı yolladı Orgeneral Gürsel. Hükümet bunun gazetelerde yayınlanmasını istemeyip yayın yasağı koydu. Fakat teksir makineleri durup dinlenmeden çalışarak bu veda mesajını binlerce, yüzbinlerce basıp yaydı...

Sivil elbiselerini giyen �Aga Cemal�, İzmir'e gitti. Karşıyaka'nın Denizbostanlısı semtinde bir evi vardı, oraya yerleşti. Eşi Melahat Hanım ve oğlu Özdemir ile sakin bir hayata koyuldular.

Ve 1960 yılının o unutulmaz 27 Mayıs günü sesi Türkiye radyolarında duyuldu:

� ...Bu feci gidişe son vermeye karar verdim ve devletin idaresine el koydum.� diyordu, ordunun mert �Aga Cemal�i. Türk Silahlı Kuvvetleri Başkumandanı olarak girdiği büyük mücadeleyi kazanmıştı.

30 Mayıs 1960 gününden itibaren Millî Birlik Komitesi Başkanı, Devlet ve Hükumet Reisi görevlerini üstlendi. Sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin dördüncü cumhurbaşkanı oldu. Fakat 71 yıllık ömrü boyunca �Aga� kaldı hep. Gönülerde �Aga� olarak taht kurdu...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://turkdestanlari.com.tr.tc
 
CEMAL GÜRSEL
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ANLI ŞANLI TÜRK DESTANLARI :: ŞANLI TARİHİMİZ :: Türk Büyükleri-
Buraya geçin: